T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/5886
Karar No: 2025/3270
Karar Tarihi: 24-06-2025
TAPU KAYITLARININ İPTALİ VE TESCİL DAVASI – HİLE HUKUKİ NEDENİ – HİLE İDDİASININ DAVACI TARAFINDAN İSPATLANAMADIĞI – DAVANIN
REDDİ – BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ONANMASI
ÖZET: Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk Derece
Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması
üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile, somut olayda davacı ile dava dışı yedi mirasçının dava
konusu taşınmazlardaki paylarını aynı akitle davalıya devrettikleri, dinlenen davacı tanıklarının taraflar
arasında inanç ilişkisi olduğuna dair beyanda bulundukları, temlikin hile ile yapıldığına yönelik bir
beyanlarının olmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan 02.04.2021 tarihli belgenin de hile olgusunu
değil inanç ilişkisini ispat eden belge olduğu, hile iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı
gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın
reddine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına,
dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin
nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre
usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek
nitelikte görülmemiştir.
(6098 S. K. m. 36)
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle;
kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
24.06.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine
karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya
üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından
hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının kardeşi olduğunu, mirasbırakanlarından kalan 1150, 1551, 343, 198, 247, 324, 341,
342, 1280, 1544, 1545, 606 ada 2, 3, 4 parseller, 607 ada 2, 3, 4 parseller, 608 ada 1, 2, 3 parseller; 609
ada 1, 2, 3, 4 parseller; 610 ada 1, 2 parsel ve 611 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dava dışı kız
kardeşlerinin ortaklığın giderilmesi davası açtığını, davalının \”…avukata danıştım, eğer taşınmazların
satılmasını istemiyorsanız malları tek kişi üzerinde toplayın, tek kişi üzerinde olursa satılmaz dedi,
gelin siz tüm malları bana devredin, dava bitince hepinize paylarınızı geri veririm…\” şeklindeki
telkinleri üzerine davalıya inanarak taşınmazdaki paylarını davalıya satış yoluyla devrettiğini, ancak
davalının devirden sonra sürekli huzursuzluk çıkardığını, en son yaşanan kavgadan sonra davalının
payını devretmeyeceğini söylemesi üzerine kandırıldığını anladığını, davalının hile ile taşınmazlardaki
paylarının adına tescilini sağladığını ayrıca mirasbırakan annesinin de taşınmazdaki payını aynı şekilde
hile ile davalıya devrettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile kendisinin devrettiği payı ve
annesinin devrettiği paydan miras payına isabet eden kısmın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; iddiaların doğru olmadığını, davacının hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığını, hilenin
söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazda annesi … ve dava dışı kardeşleri …, …, …, …, … ve
…’ın da paylarını satın aldığını, satışın gerçek olduğunu, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgeye
sanayi sitesinin kurulup taşınmazların değerlenmesi üzerine davacının kötüniyetle dava açtığını
belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından dosyaya
sunulan 02.04.2021 tarihli belge ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde devirlerin,
taşınmazların tek elde toplanması amacıyla yapıldığı, gerçek bir satış amacının bulunmadığı, davacıya
karşılığında ödeme yapılmadığı, davacının babasından ve annesinden kendisine gelecek hisselerin geri
devredilmeyeceğini öğrenmesi üzerine eldeki davayı açtığı, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın
kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda
bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, somut
olayda davacı ile dava dışı yedi mirasçının dava konusu taşınmazlardaki paylarını aynı akitle davalıya
devrettikleri, dinlenen davacı tanıklarının taraflar arasında inanç ilişkisi olduğuna dair beyanda
bulundukları, temlikin hile ile yapıldığına yönelik bir beyanlarının olmadığı, davacı tarafından dosyaya
sunulan 02.04.2021 tarihli belgenin de hile olgusunu değil inanç ilişkisini ispat eden belge olduğu, hile
iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü
ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 02.04.2021
tarihli yazılı belgeden anlaşıldığı üzere, davalının ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazların
ortaklığın giderilmesi davasında satılmasının önlenmesi için davacının payını davalıya temlik etmesi
gerektiğini söyleyerek hile ile taşınmazın adına devrini sağladığını, oysa davacı payını davalıya
devretse bile ortaklığın giderilmesi davasının süreceğinin açık olduğunu, ancak davalının bu yönde
davacının iradesinin sakatlandığını, davalının, hile ile iradesini sakatlandığını, davalının bedel
ödemediğinin tanık beyanlarıyla ortaya çıktığını, taraflar arasındaki inanç ilişkisinin 02.04.2021 tarihli
belge ile ispatlandığını, Mahkemece inanç ilişkisi bakımından değerlendirme yapılmadığını belirterek
kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 1150, 1551, 343, 198, 247, 324, 341,
342, 1280, 1544, 1545, 606 ada 2, 3, 4 parseller, 607 ada 2, 3, 4 parseller, 608 ada 1, 2, 3 parseller; 609
ada 1, 2, 3, 4 parseller; 610 ada 1, 2 parsel ve 611 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını
29.06.2015 tarihinde kardeşi olan davalıya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer
alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,
uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava
şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun
olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte
görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un
370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Temyiz edilen davalı taraf duruşmaya gelmediğinden lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer
olmadığına,
24.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. (¤¤)